Evrim Kuramı Nedir?

Ekim 8, 2006

Homo sapiens dusunmeye ve felsefe veya din ile ilgili cikarimlar yapmaya basladigindan beri “Yasamin anlami nedir? Evren’in anlami nedir? Yasam nedir ve nasil baslamistir? Evren sonsuz mudur? Bu evrenin bir baslangici ve yaraticisi var midir? Bu evrendeki olaylari aciklayacak fiziksel yasalar, yasamin gelisimini aciklayabilecek biyolojik yasalar var midir?” gibi sorular sormustur. Dinlerin pek coguna gore, tum evren ve canlilar belli bir amaca yonelik olarak birdenbire yaratilmislardir. Bilim ise, basindan beri, olaylar arasindaki iliskileri ve dunyadaki fenomenleri aciklamak icin, gozlemler yapmak ve bu gozlemleri akilci bir bicimde sentezlemek yontemini gelistirmistir. Bir Tanri’nin olup olmadigi, baslangicta herseyin yaratilip, yaratilmadigi bilimin arastirma konusu icinde degildir. Bilim gozlemleyebildigini yorumlar, fizik, matematik, biyoloji ve kimya bilimlerinin yontemlerini kullanarak sonuclar cikarir ve bu sonuclara inanir; din ise inandigini yorumlar; yani din once inanir, sonra bu konuda yorum yapar.

Evrende yasamin gelismesi ile ilgili bilimin uzerinde ugrastigi temel sorular sunlardir:
1) Evren ne zaman nasil baslamistir?
2) Madde nasil ve ne zaman var olmustur?
3) Gunes sistemi ve dunya gezegeni ne zaman, nasil olusmustur?
4) Dunya’da canli maddenin yapi taslari olan organik madde nasil ve ne zaman olusmustur?
5) Dunya’da ilk hucre sekilleri nasil meydana gelmistir? Ya da dunyada ilk hucre ve organizmalar birdenbire yaratilmislar midir?
6) Dunya’da genetik bilgiyi tasiyan RNA ve DNA nasil ve ne zaman olusmustur?
7) Dunya’da ilk cok hucreleri organizmalar, daha sonra bitkiler ve hayvanlar ne zaman ve nasil olusmuslardir?
8) Homo sapiens nasil ve ne zaman olusmustur? Homo sapiens hayvanlar alemine ait bir biyolojik yapi midir? Yoksa, birdenbire mi bu dunyaya konmustur?

Evrendeki yasamin belli bir amaca yonelik olmadigi, Tanri’nin Evrim’in gelisimini sekilleyip sekillemedigi, Tanri’nin evrimin olusabilecek kosullarini saglayip saglamadigi konulari bilimin sinirlarinin disina tasmaktadir. Teist Evrim Kurami, bugun biyologlarin ve bilim adamlarinin savunduklari Evrim Kurami ile celismemektedir; yani baslangicta herseyi yaratan bir Tanri, evrimin zemberegini kurmus da olabilir. Fakat “Bilimsel Yaratiliscilik” olarak isimlendirilen ve din kitaplarini kelimesi kelimesine aynen yorumlayan radikal akimin savunduklari ile bilimin bulgulari birbiriyle celismektedir. Bilimsel Yaratilisciliga gore, tum canlilar ayni anda yaklasik 10 000 yil once Tanri tarafindan birdenbire, belli bir dizaynla ve belirli bir amaca yonelik olarak yaratilmislardir. Bugun dunyadaki en yetkin bilim kurumlari ve en yetkin bilim insanlari bu goruse karsidirlar; bu konuda Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi (National Academy of Sciences), cok net olarak bazi gercekleri belirlemis ve bu konuda bir cok kitap yayinlamistir. Benzer bicimde NCSE’nin (National Center for Science Education) yayinladigi, “Voices for Evolution” isimli kitapta pek cok bilim kurumunun bu konuda verdigi bildiriler, deklerasyonlar yer almaktadir. Bugun bilim Evrim Kuraminin gecerliligini kabul etmektedir ( bu konuda, “ABD’de Bilimsel Yaratiliscilik ile Mucadele Eden Kurumlar” isimli bolume bakiniz )

Yukaridaki sorulari cok kisaca sirasiyla yanitlamak gerekirse:
Bilimin bulgularina gore Evren, Big Bang (Buyuk Patlama) denen olayla 14-15 milyar yil once baslamistir. Icinde bulundugumuz Samanyolu Galaksisinin yasi ise 9-10 milyar yildir. Madde bu patlama sirasindaki enerji yogunlasmasi sonucu meydana gelmistir. Once Hidrojen ve Hidrojen atomlarinin birlesmesi ile de Helium olusmustur; bu reaksiyonun gelismesinde bile cok buyuk enerji aciga cikar. Bu buyuk enerji yildizlarin yakiti olmus, zamanla bu Evrensel Nukleer firin icinde diger elementler meydana gelmistir. Su anda bilinen 112 elementin 96’si dogada bulunur; 81’i stabildir, geri kalanlar ise radyoaktiftirler, yani radyoaktif bozunuma ugrayarak baska bir elemente donusurler. Dunya gezegeni 4.4-4.5 milyar yil once, meteoritler ise 4.6 milyar yil once meydana gelmislerdir.

Bugun bilimsel arastirmalarin geldigi nokta, dunyanin ilk kosullarinda inorganik maddelerin birleserek, enerjinin oldugu ortamda, bazi organik maddeleri olusturabilecegidir. Bu konuda kesin bir fikir birligi vardir. Canli maddenin yapi taslari olan organik madde olustuktan sonra, yasamin okyanuslarda, gollerde basladigina ait pek cok kanit bulunmustur; fakat bu baslangicin kendi kendine mi, yoksa uzaydan gelen meteoritlerin tasidigi bakteriler veya protohucreler sayesinde mi gelistigi konusu belirsizdir. Belki her iki kosul da dunyada 3.5 milyar yil once bakteri benzeri tek hucrelilerin gelismesine olanak tanimistir. Dunya’daki kati kabuk 4 milyar yil once meydana gelmistir; organik maddelerin bulundugu bir ortamda oto-katalitik RNA molekullerinin gelisebilecegi ve kendi kendine olusabilecegi gosterilmistir; ayrica primordial RNA’nin uzaydan dunyaya gelme olasiligi da vardir. Daha sonra protohucreler olusmustur. Dunya’da tek hucreli canli yasamin gelisebilmesi yaklasik 2-2.5 milyar yil almistir. Tek hucreli canli yapinin gelisebilmesinin ardindan cok hucreli organizmalar yaklasik 500 milyon yil once meydana gelmislerdir.

Dunyada yaklasik 500 milyon yil once olusan trilobitler, bocekler, cenesiz baliklardan sonra ceneli baliklar, amfibiyanlar ve onun ardindan da surungenler meydana gelmistir. Bitkiler aleminde de once archae ile baslayan yasam, alglerle devam etmis; sonra ciceksiz bitkiler onlardan sonra da cicekli bitkilerin gelismesiyle surmustur. Yaklasik 65 milyon yil once dev surungenler olan dinozorlarin yokolmasindan sonra memeliler dunya’da artmislar ve dunyanin eko-sistemine uyum saglamislardir. Memelilerdeki gelisim zinciri icinde pek cok hayvanin vucut fizyolojileri, anatomileri, hormonlari, hucre biyokimyalari, norotransmitterleri, hucreler arasi iletisimleri (vb) birbirine cok benzemektedir. Son DNA analizleri ise hayvanlar arasindaki akrabalik hakkinda cok net veriler ortaya koymaktadir. Molekuler biyoloji cok kesin olarak Evrim Kuraminin gecerliligini, turler arasindaki akrabaligin varligini ortaya koymustur; her gecen gun bu konudaki bilgi artmakta ve kanitlar Evrim Kuramini desteklemektedir.

Bilimin gerek fosil kanitlariyla, gerekse jeolojik kanitlarla ulastigi nokta sudur: Dunya’da yasam bir anda birdenbire baslamamistir; yasam cok uzun bir gelisimin ve evrimin sonucunda meydana gelmistir. Bu basamaklara ait binlerce kanit bulunmus ve binlerce makale yayinlanmistir. Bilimsel Yaratiliscilarin bu konuda soylediklerinin hic bir gecerliligi yoktur. Dunya’da bugun tanimlanip isimlendirilen, 250 bin tur bitki, 100 000 tur fungus (mantar), 1.5-2 milyon tur hayvanin bir anda yaratilmis olduguna dair hic bir kanit bulunamamistir.

Homo sapiens’in, Australopithecus isimli evrimlesmis bir kuyruksuz maymun (ape)- adam turunden gelistigine dair kanitlar vardir. Antropologlar, Homo’nun Australopithecus’un bir turunden evrimlestigi konusunda bir gorus birligi icindedirler. Homo sapiens’in evrimlesmesi 2 milyon yil ile 50 bin yil once gerceklesmistir, halen de surmektedir. Yani bilimin net verilerine gore, insan birdenbire yaratilarak bu dunyaya konmamistir, tamamen bu dunyadaki ortak atadan gelisen yasamin bir sonucu olarak evrimlesmis, kendisine benzeyen baska atalardan degisime, evrime ugrayarak bu hale gelmistir ve Homo sapiens kendi vucudunda evrimin tum asamalarina ait izleri, bilgileri ve gelisimleri tasimaktadir. Bilimin 21. Yuzyilin basinda soyledigi son soz budur…

Yorum bırakın